Adil Olmanın Hikayesi

Ümit TOPÇU - 26/ 07/ 2018

Mustafa kutlunun aynı adlı eserinden uyarlan film1950lili yıllarda bulgaryalı Alinin delikanlılık çağlarında Eyüpte bir yazlık sinema işletmecisinin kızı Minüre ile kaçmasını ve birbirlerine olan sevda öyküsünü konu alıyor.

Filmde Alinin eşitlik ve adalet tutkusunun doğurduğu sonuçlar nedeni ile kasaba,kasaba dolaşan bu aile gittiği her kasabada hayatın farklı bir yüzüyle tanışıp birçok zorluğa direnmek zorunda kalır.1970 ler sonuna kadar uzanan hikayede nereye giderse gitsin umudunu hiç kaybetmeyen Alinin gözlerideki ışığı söndürebilecek tek zayıf yönü, kendisinin verdiği haklı mücadeleye karşı herkesten sakındığı biricik oğlu Mustafanın isyanıdır. Demir yolları boyunca devam eden ve kasaba kasaba süren uzun hikaye kimi zaman ölümle hüzünlü ve iç burkarken kimi zamanda yeni aşklar, yeni dosluklar ile neşeli ve coşkulu bir atmosfere bürünüyor.

Sosyalist lakap ı ile çok iyi bütünleşen Kenan imirzalıoğlu, göz dolduran bir performans sergiliyor. Oyunculuk kariyerine 1999 da deli yürek dizisi ile adım atan Kenan İmirzalıoğlunun geçen süre zarfında oyunculukta epey yol aldığını görüyoruz.

Kaleme ve satır satır yazdıklarına and olsun diye başlar kalem suresi,filmde akıllarda kalan sahnelerden biride sosyalist Alinin kızgın bir anında kendini savunurken kalem suresinden örnek vermesi oldu aslında kalemin ne kadar güçlü bir silaha dönüşebileceğini apaçık bir biçimde ortaya koyuyor. Kaba kuvetten korkmayan ama bilgiden korkan cahil bir toplum gerçekliğinin bir göstergesi olarakta kabul edilebilebiliriz bulgaryalı sosyalist Alinin bu sözünü.

Diğer taraftan filmin senaryosuna değinecek olursak çok zayıf olduğu gerçeğide gözden kaçmıyor. Birbiriyle ilişkisi olmayan karakterler dramatik yapı dediğimiz sağlam kurguyuçok iyi yansıtamadığı gibi ülkemiz sinemasının senaryo sorununada dikkat çekiyor. Filmin bir kitap uyarlaması oluşu ve kitapta ki olayların yıllara yayılmış olması genel senaryo kuralları açısından senaristi zorlamış gibi görünüyor.

Belkide birkaç filmde anlatılması gereken bir öykü tek bir filme sığdırılmaya çalışılmış. Bu durum filmin sıcak atmosferini birhayli gölgelemiş. Bütün bu eksikleri bir kenara bırakıp öyküye geri döndüğümüzde, finalde Mustafa'nın ben babamın oğluyum dercesine savcını kızını kaçırması yeni bir uzun hikayenin başlangıcı oldu.

Ümit Topcu