Bilgelik Üzerine

Yazar: Ümit TOPÇU - Deneme - 30/ 07/ 2018

Bilge insan nedir bilgelik doğuştan gelen bir yetenek bir vergimidir yoksa sonradan öğrenilebilirmi. Kimine göre her insan biraz bilge, birazda cahil dir. Yaratılıştan kaynaklı olarak insan düşünebildiği için tartışmasız bilge adayıdır aslında. Fakat beynini nelere yorduğu neler düşündüğü en önemlisi ne için yaşadığı o kişinin bir bilge adayı olup olmadığının en somut göstergesidir. Sabahın erken bir saatinden gece karanlığının tamamen yeryüzünü esir aldığı o katrankarası vakitlere kadar okusan bile bir ömür boyu bilgelik seviyesine gelip gelemediğini anlaman kolay olmaz. Zira bilgelik beynini en ücra köşelerine varıncaya dek bilgi ile doldurmak değil o bilgiyle ruhunu terbiye edebilmektir. Ruhu terbiye olmamış bir kişi ayaklı bir kütüphane gibidir. Oysa bilgelik bilgiyi her yerde en doğru biçimde kullanmak ve çevresindekilerin yaşamına yön verebilmektir görüşleriyle. Ya da ben böyle tanımlıyorum bunca yaşanmışlıklardan sonra. Yakın bir arkadaşım bildiğin her şeyi unutmalısın yoksa beyninde yeni bir veriye yer kalmaz sözüme çok alındı. Üst düzeyde bir düşünce sistemi ile kendimizi ifade etmek istiyorsak şayet sürekli yeni ilginç ve saçma tezler ile beslemeliyiz beynimizi. Tabi bu durum daha önce öğrendiklerimizi tamamen kafamızdan çıkartıp atmamız anlamına gelmez. Onlar için beynimizde yeni klasörler açıp içinde muhafaza etmeliyiz o bildiklerimizi. İnsan beyni bir kütüphane gibidir demişimdir bilgeliğin doğuştan gelen bir yetenek bir vergi olmadığını anladığım o günden beri. Karşılaştığı her sorun her geri yaklaşıma gösterdiği tahammül ve tepkisi o bireyin erdemli bir insan olma yolunda kat ettiği mesafeyi gösterir. Tahammülsüz bir kişinin kendisine bilge veya benzeri yakıştırmalar yapması kadar komik başka bir tavır yoktur dünya üzerinde. Bilgelik sonradan öğrenilebilirmi yıllardır aklımı kurcalayan bu soruya binlerce kez cevaplar buldum değişik değişik. Kendimce bulduğum bu cevaplar rnedense beraberinde bir başka sualide getiriyordu gündeme. Ne zor işmiş insanın kendini aşması. Eski çağlarda yaşayan filozoflar onca mantıklı sözü sayısız teoriyi ve günümüze kadar ulaşan bilim dallarını nasıl ortaya çıkarmışlar acaba, taktire şayan bu insanların hayatlarını ve felsefelerini derinlemesine incelemek gerektiğine inanıyorum. Belki o zaman bilgeliğin doğuştan gelen bir yetenekmi yoksa sonradan öğrenilebilen bir düşünce biçimimi olduğunu anlayabiliriz. Hadi herkes okuduğu bütün kitapları klasörlere yerleştirsin çünkü yenilerine ihtiyaç var.

SON