Hayaller Düşler Gerçekler

Yazar: Ümit TOPÇU - Deneme - 30/ 07/ 2018

Her düş kendi çizdiği zaman ve gerçeklik sınırları içinde hayat bulur. Vakit geldi ğinde ise bazen korkut arak bazen de mutlu ederek biter.

Bizler bu gördüğümüz bilinç dışı görüntülere değişik değişik çoğu zaman da bilimsel olmayan yorumlar yaparak kendi kendimizi avutur dururuz. Bizleri mutlu edenleri gerçek hayatımızda da görebilmek için türlü emekler çabalar veririz. Oysa gördüğümüz sadece bir düştür, gece olupta uyuduğumuz da bilinçaltımızın kendi keyfine göre kurgulayıp bir şaka gibi gösterdiği. Bilinçaltımız bizimle dalgamı geçiyor gece olunca. Neden olmasın gece olupta uyuduğumuz da bütün ipler onun eline geçiyor.

Düşlerin gücünde bir sınır varmıdır acaba. Bizler onalara hükmedebilirmiyiz acaba, ya da bir anlaşma yapabilmek mümkünmüdür. Bir gece uyusak ve o hep sürmek istediğimiz yaşama hep yanımızda olmasını istediğimiz insan ile birlik te uyansak son u gelmeyen güzel bir düşün içine. Keşke mümkün olabil se böyle bir şey. Düş görmenin hayalini kurmak bile bir düş gibi, tam da insanoğluna yakışır bir fikir. Saçma ama güzel. Mutlu etmeye yeter sanırım bizleri. Bir düş görsem keşke, senaristi de, yönetmeni de oyuncusu da seyircisi de sadece ben olsam.

Hayallerin izinde

Geçen gün yakın bir arkadaşım bana bir hayalinden bahsetti. Saatlerce anlattı durdu. Anlatıklarına kendisi bile inanmıştı. Sanıyordu ki hiç bir hayal gerçek olmaz san ki aklında kurduğu gerçekleşmesini istediği bütün güzelikler onun çok uzağındaydı. Oysa hayaller bizlere inanamayacağımız kadar yakında bir yerde çunku o hayal bizim halalimiz gerçeklertirmekte sadece bizim elimiz de sanırım arkadaşım biraz kormuş o yüzden anlatmak için bu kadar zaman beklemişti. Ona şayet hayal edilebiliniyorsa hiç bir fikir senden çok uzakta değildir diyerek cesaret verdim. Çünkü istesen de istemesen de birgün o hayalin peşinden hiç düşünmeden sürüklenip gideceksin. Hayal kurmanın kaçınılmaz sonu bu ne yaparsan yap önüne geçemezsin o hayalden vazgeçmediğin sürece. Şimdi o arkadaşım ciddi bir kararın eşiğinde. Yani hiçbir şey yok her şey olması gerektiği gibi.

Sürdüğümüz ömür gerçeğin ta kendisi ise yani yalan değilse neden hep hayal kurarız bıkmadan usanmadan, niye hep isyan ederiz. Yaşadığımız hayattan memnun olmadığımız içinmi yoksa biraz renk katmak içinmi Hayalgücümüzü söküp atabilmek mümkünmüdür acaba ruhumuzdan beynimizden. Şayet böyle bir gücü olsaydı insanoğlunun neler olurdu kimbilir. Bu konu üzerinde gün lerce düşünülse varılacak sonuç lar çok çeşitli olur du sanırım. Ama bana kalırsa bunları düşünerek zaman kaybetmektense hayatımızı daha da renklendirmeye çalışsak çok daha güzel olur galiba. Gelin sizinle birlikte bir hayali gerçekmiş gigibi yaşayalım. Günün birinde bir düş görsek uyanıkken, için de her kurulan hayalin gerçek olduğu bir hayat olsa. Herkes her istediğini çabucak gerçekleştirebilse sonra düşümüzden uyansak ve etrafımıza baktığımız her şey yine düşümüzdeki gibi olsa nasıl olur. Gerçek hayat ile düş dünyası birbirine karışsa hangisinin gerçek hangisi nin hayal olduğunu ayırt etme gereği duymadan yaşasak Nasıl olurdu acaba biraz saçma ama güzel olrdu sanırım.

Düşün gerçeği

Her düş kendi gerçeği ile buluştuğun da yani uyandığımız da bizi yüz de yüz gerçeğin beklerdiği bir hayat bize yeni bir sayfa açar. Nasıl ve ne ile dolduracağımız tamamen bize kalmış yeni ve adı konmamış bir başlangıcın ilk anlarıdır bu yenigün. Gerisi de size kalmış, ben kendi hayalime geri dönüyorum.

SON