İçimdeki Çocuk

Yazar: Ümit TOPÇU - Deneme - 30/ 07/ 2018

Keşke hep çocuk kalsaydım denirya belli bir yaştan sonra. Bir nevi yetişkin söylemidir bu ah şimdi çocok olsaydım, nedense bu ihtiyacı hiç hesapta olmayan bir sorunla karşılaştığımızda duyarız. Oysa çocukken de hep bir an önce büyümenin hayalini kurar dururuz. Gerçek sebebi bir türlü anlaşılamayan bu iki istek hali yaşamımız ın her dönemin de biz i esir alır. Kah pişman lık kah ta sevinç sendrom larına kapılırız.

Çocuk olmak hayatın bize sunduğu bütün ciddi işleri reddetmekle başlar. Çocuk olmak üç yaş ile ilk gençlik yılları arasına sıkıştırılmış bir dönem de değildir bence. Zira hayat boyunca en önemli kararları en ciddi tavırları o yaşlarda alır her yetişkin insan.

Kimimiz yıllar geçtikçe çocuklaşırız. Kimi insanda çocukken büyüyüp bir yetişkin olmuştur zaten hiç kimse fark etmese de. Çünkü sadece dünya ya kaç yıldır geldiğine bakılır insan ın. Bu da gerçekte çocuk ya da yetişkin olmasına yeter her ne kadar yanlış bir algı olsa da, böyle kabül görmüş bu güne kadar.

Eline bir top alıp yeşil çayırlar a ya da mahalle arasında sokaktan gelip geçenlere hiç aldırmadan oynamaya başlasa yaşı belli bir kota nın üserine çıkmış bir erkek ya da bir kadın hemen tepkiler gelmeye başlar. Ne yapıyor bu delirmiş galiba, bu yaşta çocuk gibi top oynuyor denir. Oysa o insan ın gerçekten de çocuk olduğu bir an dır o an, hiçbir şeyi hiç kimseyi umursamadan sadece kendi hayal dünya sında ki küçük mutlu luğu yaşadı ğı bir zaman dilimidir o mahsum koşuş turmalar, hiç kimseye hesap verme derdi olmadan özgür olduğunu hissetiği ve büyüklerin kendince kurallar koydu ğu bu dünya dan ayrıldıkları tek zaman dır bu kural tanımazlık durumu. Tek şuçları dünya ya biraz daha geç gelmek midir çocuk ların. Bütün karar ları onlar adına alan anne leri baba ları hiç mi çocuk olmadı da evlatlarına söz hakkı tanımazlar. Bir taraftan da ben sen in yaşındayken ne hayaller kurardım çok başarılı bir öğrenciydim eğer okusaydım çok büyük bir bilim adamı doktor profesör ya da başarılı bir politikacı olurdum denir evde ailecek oturulan zamanlar da özellikle de akşam yemeklerinde. Aynı kişi ler bir arkadaş toplantısın da biraraya geldiklerinde de ilkokul yıllarından ilk gençlik yıllarına kadar ki yaşamların da yaptıkları yaramazlık ve çılgınlık ile de övünüp dururlar nedense. Ben sen in yaşındayken

Ben senin yaşındayken bu meşhur cümle yi duymayanımız yoktur sanırım. Ben içinde bir muamma gizli olan bu söylemi ilk duyduğum insan şimdi nere de ne yapar bilemiyorum. Bildiğim tek gerçek ben sen in yaşındayken in bir araf ta kalmışlık hali olduğudur. Ne çocuk olmayı ne de aklı başında bir yetişkin olmayı başaramamış insan ların başvurdu ğu bir yöntem olarak adlandırıyorum ben bu cümleyi oysa çocuk luğun da çocuk olmayı başarabilmiş bir insan asla bu cümal yi kullanmaz.

İçinde ki çocuk u dışarı çıkar

İçin deki çocuk nerede, onu dışarı çıkar belki binlerce kez sordum bu soruyu kendi kendime. Binlerce de cevap buldum. Ama hiçbir cevap tatmin edemedi beni. Belki de temaşaydı bana bu soruları sorduran kelime. Küçük yaşlardayken hep benden önce yeryüzüne gelenleri taklit edip onları seyrettiğim içindir bu kadar zorlanmamın sebebi. Onları izleye izleye onlar gibi olmuştum. İçimde ki unutulmuş çocuk, biryerlerde keşfedilmeyi bekliyordu. Küçük yaşta bir yetişkin olmuş onlar gibi davranıyordum seyrede seyrede onları.

İçimdeki kıpır kıpır çocuk doşarı hep dışarı çıkmak istiyordu fakat dışarıdaki yetişkin maskeli ler buna engeldi hep keşke hiç izleyip taklit etmeseydim yeryüzüne benden önce gelenbeni büyük ama duyguları karmakarışık insanları. Şimdi çok iyi anlıyorum ki içimdeki çocuğu özgür bırakmanın tek yolu büyümekten kaçmaktı. Bunun adına delilik te deniyor yer yer ama başka bir çare de yok. Ya hayatın akışına kapılacaksın ya da içinde ki çocuk u serbest bırakıp hayatı kendi akışının peşinden sürükleyeceksin. İşte c-bu düşünce de tam da büyüyememiş bir yetişkine yakışır. Bilmem siz ne dersiniz, ben şimdi park a gidiyorum.

Keşke hep çocuk kalsaydım denir ya hep belli bir yaştan sonra aslında çocuk luk o yaş lar da başlar kendini hiç fark ettirmeden yaşanmamış tek haneli yaşlar o yaşlarda kurulmuş kocaman kocaman hayaller. Bütün bunlar bana kalırsa tam da bir yetişkin in içinde olduğu ve aslında kendini küçük sandığı bir ruh haliden başka bir şey değildir. İnsanlar önce yaşlı doğar ve zaman ilerledikçe çocuklaşırlar. Bir bakıma çocukluktan çıkar tekrar çocuklığa doğru yaşlanırlar. Peki ya o aradaki zaman dilimi onun adı ne. Adına yaşam deniyor fakat herkes e göre değişkenlik gösterir kimi memnun yaşadıklarından, kimi de hayal kırıklığı ile geçirir o araf dönemini. Mesela bana sorarsanız ben ya hep çocuk ya da hep yaşlı kalınsın derim. Her ne kadar iki dönem de insan hayatında aynı anlamı taşısa da. Ben şimdi çocukluğuma doğru yaşlanmaya gidiyorum. Hırçınlaşmaya, ağlamaya oynamaya ciddi olmaya büyük hayaller kurmaya.

SON