Karanlıktaki Işık

İki yaşında geçirdiği hastalık sonucu görme ve duyma yeteneğini kaybeden Ela nın kararan dünyası sekiz yaşına geldiğin de imkansız kavramının her ne durumda olursa olsun bir insan için geçersiz olduğuna inanan Mahir hoca ile aydınlanmaya başlar.

İmkansız, bence bu kelime sadece beyninde ve düşüncelerinde sınırlar olan insanlar için geçerlidir.

Uğur Yücel in oynadığı, yönettiği Mahir hoca karakteri bu kavramın aslında ne kadar anlamsız olduğunu kanıtlıyor benim dünyam da. Film, izleyenlerin insanoğlunun istediği zaman nelere gücünün yetip yetemeyeceği hakkında ki bütün ön yargılarını ortadan kaldırıyor. Zaten beni de bu film hakkın da yorum yapmaya iten en önemli unsurda bu oldu.küçük Elvan bir hayvan muamelesi görürken günün birinde literatüründe imkansız kelimesi olmayan Mahir hoca ile bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk siyahtan beyaza giden bir köprü, fakat dünyayı hiç bilmeyen, tanımayan küçük kız için bu iş hiçte kolay olmayacak. Filmi izlerken yer yer, duygulandığım gibi öfkelendiğim de oldu zira ne yaptığını bilmeyen Elvan hocası tarafından şiddete maruz kalıyor fakat Yere her düşüş ona kalkmayı öğretiyor. Bu sahneyi izlerken insan beyninin aslında ne kadar hızlı çalışıp öğrendiğini düşündüm bir an, sanırım izleyen herkes bu düşünceme katılmıştır. Çünkü bir insan beyninin altmış yıllık bir hazneye sahip olduğu ve o beyni taşıyanın bile kontrol edemeyeceği kadar hızlı çalışıp öğrendiği gerçeği bu tezi ziyadesiyle destekliyor. Ben filmi izlerken küçük kız öğrenerek yoluna devam ediyor. Bence bu öykünün varacağı son, bilim adamlarını da şaşırtacak, kim bilir belkide onlara bir fikir bile verecektir. Çünkü ortada yeni bir inovasyon var.

Ümit topcu