Ölümü Öldürmek

Ölümsüzlük diye bir şey gerçektende varmı. Var ise şayet kendisini nereye gizlemişte vağrolalıberi insanoğlu onu neden bulamıyor bir türlü. Tarihin başladığı ilk günden bu yana hep gündemde olan bu sorunun cevabını henüz bulan olmadı. Her zaman merak ettiğimiz ölüm sonrası yaşam varmı var ise nasıl bir hayat bekliyor bizi. Karmakarışık bir bilmece neden çözmekle zaman kaybediyoruzki. İçinde kendimizi var ettiğimiz ve yaşamsak zorunda olduğumuz bir ömür varken. Bazen saçma sapan gelen ara sırada tarifsiz bir keyif aldığımız hayatlarımız yaşanmayı bekliyor her türlü zorluğa rağmen. Ben derimki ölümü düşünerek yaşamak kadar budalaca başka bir his daha yoktur. Belki korkmakta haklıda olabiliriz fakat neden korkuyoruzki ne olduğunu nasıl olduğunu bilmediğimiz bir son için bu kadar kaygılanmak biraz saçma bence. Yaşamak her şeye rağmen yaşamak alabildiğine özgür ce hiç düşünmeden sonunu. Zaten her sonun bir başı her başlangıcın da bir sonu değilmi bizleri bu düşüncelere iten. Ölmemiz için yaşamamız yaşayıp hayattan keyif alabilmemiz içinde korkularımızı yenmemiz gerek. Başka bir değişle ölümü öldürmemiz beynimizden çıkartıp atmamız gerek. Ancak ve ancak bunu başardığımız zaman yaşamında ölümünde bizlere bağışlanmış bir lütuf olduğunu anlayabiliriz. Geçmiş zamanlarda birçok filozofun üzerinde çok uzun süreler kafa yorduğu sorular ne kadar mantıklı ve kaçı cevap bulabilmiş. Belkide bir cevabı yoktur ölümsüzlüğün. O halde hep birlikte yaşamanın bir başlangıcı ve bir sonu olduğunu kısa bir süreliğine unutalım.

SON